Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Hakkında Bilinmesi Gerekenler

dikkat eksikliği hiperaktivite

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Hakkında Bilinmesi Gereken 9 Temel Bilgi

1: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu beynin nörogelişimsel bir bozukluğudur. Sonradan oluşmaz. ‘Çocuğumda dikkat eksikliğinden şüpheleniyorum’ diyorsanız bu durumun 2’ye ayrıldığını unutmayınız.

Öncelikle nörolojik durum genetik geçişlidir ve nörolojik olan problem sonradan çocukta belirti olarak ortaya çıkmaz. Çocuk doğduğu andan itibaren belirtileri görmeye başlarsınız. Özellikle 3 yaştan itibaren yaşıtlarına göre çok hareketli olması, oyuncaklarla oynama süresinin kısalığı, uykuya geçişte ciddi problemler yaşaması, huzursuzluk hali ve huzursuz etme hali ile yönergeyi geç alışı veya umursamaz görünüşü çocukta nörolojik bir durumdan şüphelenmeniz gerektiğini gösterebilir. Ancak çocuğun bir psikiyatrist tarafından tanı alması yine bu yaş aralığında olmamalıdır.

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu okul çağında kendini tamamen gösteren ve çocuğun sağlıklı tanılanması için 1.sınıfın ilk dönemin sonu veya 2.dönemin başı şeklinde belirtileri sağlıklı ve doğru bir tanı alması için net görmeye başladığımız bir dönemdir. Çocuğun gelişimsel olarak 0 ila 5 yaş döneminde dikkat eksikliği hiperaktivite olarak gösterdiği belirtiler gelişim döneminin bir parçası da olabilir ve çocuk okul döneminde bu belirtilerin hiçbirini artık göstermeyebilir.

Diğer bir unsur ise aile tutumlarının ve çevrenin çocuğun dikkat performansını etkilemesidir. Anne baba tutumlarının yanlışlığı çocuğun duygu durumuna etkisi oldukça büyüktür. Örneğin; sözel veya fiziksel şiddetin olduğu bir ortamda büyüyen çocuk gelişimsel bir problem gösterebilir.

Anne babasının kavgalarına maruz kalan, aşağılanma, yargılanma, kıyaslanma vb. olumsuz duyguların farkında veya farkında olmadan ebeveyn tarafından çocuğa aktarılması çocuğun duygusal farkındalığını azaltır ve duygu problemi yaşamasına zemin oluşturur. Çocuğun bu süreçte benlik algısı zayıflar ve dolayısıyla çocuk mutsuz ve huzursuz hisseder.

Belirtileri ise çocukta şöyle oluşur: Ben yapamam ki, Ben başaramam ki, Başkaları yapabilir ama öyle biri değilim ki, Ben bir hiçim, Benim bir değerim yok ki..vb. düşünceler şeklindedir. Aynı zamanda çocuk sorumluluk almaktan da kaçınır. Nitekim çocuğa şimdiye kadar hiç görev verilmezken okul hayatının başlamasıyla görev bilincinin oluşacağını düşünen aileler oldukça yanılmaktadır. Çünkü görev bilinci çocuğun okul hayatının evveline dayanmalıdır.

Oyuncaklarını topladığı, yatağını kendisinin düzelttiği, duşunu yardımsız kendisinin aldığı, evde parça parça ortak alan görevlerinin verildiği ( sofraya ekmeği getirmek senin görevin vb. gibi) bir ortamda çocukta sorumluluk bilinci gelişir ve bunu okul hayatına yansıtır. Bu ortamın hiç oluşmadığı veya oluşsa bile kimi zaman çocuğun görevlerini yerine getirdiği kimi zaman ise anne babasının o yapmadığı zamanlarda o göreve ortak olup çocuğu desteklediği süreçler çocukta görev ve sorumluluk bilincinin gelişmesini engeller.

Bu yüzden çocuğunuzu değerlendirirken önce kendinizi değerlendirmeniz ve sonrasında çocuğunuzda bir problemden şüphelenmeniz doğru olandır. İlk adımı siz doğru atmadıysanız çocuğunuzun attığı adımları sorgulamanız son derece yanlıştır.

2: Dikkat eksikliği tanısını ne öğretmen, ne psikolog ne de başka bir uzman koyabilir. Tanılama yetkisi psikiyatriste aittir. Psikolog sadece belirtileri taşıdığından bahsedebilir ancak psikolog dikkat eksikliği hiperaktivite tanısını çocuğa asla koymaz ve koymamalıdır.

3: Doktor kontrolünde verilen ilaçlar isteğe bağlı olarak kullanılmamalıdır. Tanıyı alan çocuk doktor kontrolünde ilaçla sürece devam etmelidir. Eğer aile ilaç kullanmak istemiyorsa veya ilacı bırakmak istiyorsa yine doktor kontrolünde bunu gerçekleştirmek en sağlıklı olandır. Ayrıca verilen ilaç kullanılmayacaksa çocuğunuzun tanı almış olmasının da bir anlamı yoktur. Çünkü tedaviye reddediyorsanız öğrendiğiniz bilgi bu durumda size ve çocuğa yüktür.

4: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu sadece ilaçla etkileri azalan bir bozukluk değildir. Nörolojik bir problem olduğu kabul edilerek ilaca devamlılık son derece önemlidir. Ancak unutulmamalıdır ki bu işin olmazsa olmazlarından biride doğru eğitimdir. İlaç + psikolojik destek veya dikkat eğitimi birbiriyle paralel devam etmelidir.

5: Çocuğun dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu için müdahale programlarına dahil edilmesi bir gerekliliktir. Eğitim bu sürecin en önemli parçalarından biridir. Bu sürece dahil edilmeyen çocuğun eksik kalan yönleri ve bilişsel becerileri sadece ilaçla onarılamaz. Tanı aldıktan sonra psikiyatrist bu süreci detaylı aktarmadıysa bu yazıdan sonra çocuğunuzun eğitim almasının önemini anlamış bulunmaktasınız. Bu yüzden bu konuda acele etmeniz ve erken müdahale ile çocuğun yaşadığı probleme dönük destek almanız süreçte önem taşımaktadır.

6: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı alan çocuğun davranış problemlerinin olması gayet normaldir. Önemli olan anne ve babanın bu süreci çocuğu yargılamadan ve benlik algısını düşürmeden kontrollü bir şekilde çocukla iletişim kurmasıdır. Aksi halde çocuk daha öfkeli, hırçın, unutkan ve reddedici davranışları artan sorunlu bir bireye dönüşür.

7: Dikkat eksikliği tanısı alan çocukların çoğu ödev yapmaktan kaçınan veya ödev yaparken annesi ve babasını da bu sürece dahil eder bir durumdadır. Sonuç ne olursa olsun anne ve babanın çocukla beraber ödev yapması, ödeve oturması son derece yanlış bir yaklaşımdır. Zaten görev tanımında sorun yaşayan bir bireyken anne ve babanın bu yaklaşımı da bu sorunu daha da pekiştirir durumda olacaktır.

Yapılması gereken çocuğa ödev yaparken masa başında oturma süresinin kısalığı, sıklıkla ayağa kalkma veya tuvalete gitme isteğinin süre bazlı yönetilmesidir. Bu problemi yaşamayan bir çocuk 1 saat boyunca masa başında oturabilirken, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu yaşayan bir çocukta bu süre 15 dakika bandında kendini göstermektedir. Çocuk 15 dakika veya daha kısa süre içerisinde sürekli kalkma isteğindeyse çocuğa 15.dakikadan sonra mola verilmesini sağlamanızdır.

Aksi halde sürekli çocuğa ‘Hadi ama sürekli yerinden kalkıyorsun, E ama yeter bir oturamadın ödeve, Niye kalkıp duruyorsun, ödevini tamamlamıyorsun bak arkadaşların nasıl da iyi’ gibi cümleleriniz çocuğunuzun özgüvenini zedeleyecektir ve çocuğun elinde olmayan bir problemi bu yaklaşımınızla düzeltmesini bekleyerek çocukta benlik algısının düşmesine sebep olacaksınızdır. Doğru davranış biçimi ve doğru cümleleri kurmak bu süreçte çocuğun yaşadığı problemi ve sizin de çocukla beraber yaşadığınız bu zorlu süreç yetişkin hayatına daha az hasarla girmesine ortam hazırlayacaktır. Bu nedenle anne baba tutumları DEHB tanısı almış çocukların hayatında büyük bir role sahiptir. Bu noktalarda eksik kaldığınızı düşünüyorsanız da bir uzman desteği almaktan lütfen çekinmeyiniz.

8: Dikkat eksikliği yaşayan çoğu çocukta öğrenme güçlüğü belirtileri de görülür. Bu noktada öğrenme güçlüğünün hangi kısımlarda olduğunu belirlemek ve eksik kalan kısımlara yönelik çocuğa destek aldırmak çocuk için etkili olacaktır.

Ancak dikkat düzeyi henüz toparlanamamış bir çocuk ile öğrenmeye ilişkin çalışma başlatmak başta sağlıklı olmayabilir. Bu nedenle dikkat programı ile eşzamanlı öğrenmeye ilişkin müdahale programı uzmanın önerisiyle gerçekleştirilebilir.

9: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı alan hiçbir çocuğa sıklıkla “Dikkat eksikliğin olduğu için öğrenemiyorsun, yapamıyorsun, sende sorun var” şeklinde konuşma biçimleri de yapılmamalıdır. Bu cümleyi duyan her çocuk verilen görevden kaçınır, yapamayacağına olan inancı artar ve davranış problemi sıklaşır. Çocuk dikkat problemi olduğunu bilsin ancak bunun geçici ( kimi durumlarda ) ve onarılan bir durum olduğunu da bilsin.

İzmir psikologizmir pedagog ve  uzman Aliye Kut ve ekibi ile dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu hakkında destek alabilirsiniz.

Bu alanda destek almanın son derece önemli olduğunu lütfen unutmayın…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir